Cinnah Caddesi, No: 9 /3, Çankaya, Ankara +90 (312) 468 68 50 - 51
 
Hipertansiyon Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hipertansiyon Nedir?

Hipertansiyon, atardamar içerisindeki kan basıncının aşırı yükselmesidir.

Kalp pompa işlevini yaparken, kanı belli bir basınç altında aortaya atar. Kan basıncının en yüksek olduğu zaman, kalpten çıktığı andır. Atardamarlar inceldikçe, kan basıncı düşer. Toplardamarlardaki basınç ise, atardamarlardan daha düşüktür. Bu durum, kanın vücutta sağlıklı bir şekilde dolaşması için gereklidir. Kan basıncı söylenirken toplardamarlardaki basınçtan değil, atardamarlardaki basınçtan bahsedilir.

Bilindiği gibi damarların içinde kan dolaşmaktadır. Kanın görevi, oksijen, besin ve vücuda faydalı maddeleri hücrelere taşımak, hücrelerde oluşan karbondioksit ile atık maddeleri alarak taşıyıp uzaklaştırmaktır. Kanın vücutta sorunsuz bir şekilde dolaşabilmesi için, belli bir basınç gereklidir. Eğer bu basınç olmazsa kan hareket edemez, dolayısıyla yaşam da olmaz. Yani sıfır kan basıncı, bir süre sonra insanın vefat etmesi demektir. İşte kan basıncı derken bu durum kastedilir.

Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir?

Hipertansiyonda görülebilecek belli başlı belirtileri sayalım:

Baş Ağrısı

Hipertansiyonda en sık görülen belirti baş ağrısıdır. Genellikle enseden başlar, tepeye doğru yayılır. Unutulmaması gereken noktalardan birisi, baş ağrısını yapabilen birçok hastalığın mevcut olmasıdır. Bu nedenle her baş ağrısı olan kişide mutlaka Hipertansiyon olacak diye bir kural yoktur. Hiçbir hastalığı olmayan kişilerde de, sadece günlük gerilime ve yorgunluğa bağlı olarak baş ağrısı gözlenebilir.

Hipertansiyonda baş ağrısı nasıl oluşmaktadır? Eğer baş ağrısı Hipertansiyonun komplikasyonuna bağlı değilse, beyinden gelmez. Bu baş ağrısı, ense ve saçlı derinin altındaki kas tabakasının aşırı gerilmesine bağlıdır. Bu gerilimi nasıl yaptığının mekanizması tam anlaşılamamıştır. Hasta panikledikçe gerilim daha çok artar ve baş ağrısı şiddetlenir. Tansiyonun düşürülmesi ve paniğin düzeltilmesi ile baş ağrısı geçer ve hasta kendisini daha iyi hisseder. Hipertansiyonda baş ağrısı genellikle gündüz saatlerinde hissedilir, gece pek olmaz.

Hipertansiyonu olan hastalarda ani ve şiddetle gelen baş ağrısından korkulmalıdır. Bu takdirde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Nefes Darlığı

Her hangi bir komplikasyon olmayan hipertansiyon hastalarında eforla hafif bir nefes darlığı gözlenebilir. Bilindiği gibi, nefes darlığı birçok hastalığın belirtileri arasındadır. Hipertansiyondaki nefes darlığının en önemli nedeni, hastaların kilo fazlalığıdır. Kilo verildiği zaman, nefes darlığı düzelir. Yalnız hipertansiyona bağlı kalp yetmezliğinde görülen nefes darlığını bu tablodan ayırt etmek gerekmektedir. Hipertansiyona bağlı kalp yetmezliğinin tedavisi farklıdır.

Çarpıntı

Çarpıntı, kalbin hızlı çarptığının hissedilmesidir. Hipertansiyon hastalarında sık görülen bir belirtidir. En büyük nedeni, hastanın tansiyondan dolayı kapıldığı endişe, korku ve strestir. Bu konularda yapılacak telkin ve tedaviyle çarpıntı düzelebilir.

Çarpıntının nedenlerinden birisi de, kalbin ara sıra teklemesidir. Ekstrasistol olarak adlandırılan bu durum, sağlıklı insanlarda, fazla kafeinli içecek alınması, yorgunluk ve stres durumlarında görülebilir. Ekstrasistollerin, yani kalpte hissedilen teklemelerin başka ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceği ve incelenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Hipertansiyon hastalarında, kalp duvarlarında kalınlaşma varsa, tekleme yani ekstrasistol daha sık görülür.

Burun Kanaması

Burun kanaması hastaları en çok korkutan belirtilerin başında gelmektedir. Burun kanaması olduğu zaman, hekimler hemen şu sözü söylerler ve hastayı daha da telaşlandırırlar. “İyi ki de burun kanaması olmuş, bu sayede beyin kanamasından kurtulmuşsunuz.” Bu laf doğru değildir. Hastayı paniğe sokup, telaşlandırır ve tansiyonun daha da yükselmesine neden olur. Burun içerisindeki damarlar, çok ince ve zayıf damarlardır, çevrelerindeki destek dokusu azdır. En ufak bir basınç artışında bile kanayabilir. Normal tansiyonlu insanlarda da burun kanaması sık görülür. Yani insan öksürse, ıkınsa, hapşırsa burun kanayabilir. Gripal enfeksiyonlarda da burun kanaması gözlenebilir. Kan basıncının ufak bir yükselmesinde bile bazı insanların burnu kanayabilir. Burun kanaması sık olan kişilerin, burun damarlarında yapısal bozukluk olabilir ve mutlaka bir kulak-burun-boğaz uzmanının görmesi gereklidir. Yalnız burada şu konuyu vurgulamak istiyorum: Ağır hipertansiyonu olan ve tedavi görmeyen hipertansiyon hastalarındaki burun kanamaları çok şiddetli olabilir. Bu hastaları hastaneye yatırarak tedavi etmek gerekebilir. Burun kanaması olan hastalar, aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç alıyor iseler, kanamaların şiddeti daha da artar.

Burun kanaması olan hipertansiyonlu hastaların tansiyonları ayarlanmalı ve normal seviyelerde gitmesi sağlanmalıdır. Burun kanaması, bazen ciddi hipertansiyonun da belirtisi olabilir, gereken incelemeler yapılarak tedavisi sağlanmalıdır.

Gözün beyaz kısmındaki kanamalar

Göz kanaması da aynı burun kanamasına benzer. Bu kanamaların oluşması için, mutlaka Hipertansiyon olması gerekmez. Damarlardaki en ufak basınç artışıyla gözün beyaz kısmındaki kılcal damarlar kanayabilir. Ikınma, öksürme, hapşırma gibi nedenlerle veya hiçbir nedene bağlı olmadan kanama oluşabilir. Göz kanaması da hastayı çok telaşlandırır. Aynaya bakınca görüntüsünden korkar ve acilen doktora başvurur. Ancak bunlar masum kanamalardır, 2-3 haftada geçer. Tansiyona bağlı önemli göz kanaması, göz dibi dediğimiz, beyin ile göz arasında bulunan retina tabakasındaki kanamalardır. Mutlaka tedavi edilmelidirler.

Gözün beyaz kısmında çok sık gözlenen kanamalar, gizli hipertansiyonun belirtisi olabilir. Bu kişilerin Hipertansiyon yönünden incelenmeleri gereklidir.

Baş Dönmesi

Hipertansiyon baş dönmesinin direkt nedeni değildir. Kan basıncı çok oynarsa ve normalin altına düşerse baş dönmesi gözlenebilir. Yukarıda anlatılan belirtiler gibi, baş dönmesinin de birçok nedeni mevcuttur. En sık görülen neden ise, kulaklardaki denge organıyla ilişkilidir. Hipertansiyonlu hasta baş dönmesini genellikle tansiyonuna yorar. Hâlbuki çoğu kişide baş dönmesi Hipertansiyonla alakalı değildir. Dikkatli bir sorgulamayla kulakla ilgili olup olmadığı anlaşılabilir. Eğer çınlama, uğultu ve özellikle işitme kaybı varsa mutlaka bir kulak-burun-boğaz hekiminden yardım istenilmelidir.

Yalnız kulaktaki denge organı bozuklukları, uzun süre Hipertansiyonu olan kişilerde ve şeker hastalarında sık görülür. Bazen bu denge bozukluğunu başlatan neden, ani bir tansiyon yükselmesi olabilir. Tansiyon normale gelse bile baş dönmesi devam edebilir.

Kulağa ilişkin baş dönmeleri ani başlarsa beraberinde kan basıncında hafif bir yükselme görülebilir. Bu hastalardaki kan basıncı yükselmesi geçicidir ve kısa sürelidir.

Kişide baş dönmesine bazı beyin hastalıkları da yol açabilir. Hipertansiyon bu hastalıkların tetikleyicisi olabilir. Bu nedenle baş dönmesi olan hastaların gerektiği zaman bir nöroloji uzmanı tarafından da değerlendirilmesi iyi olur.

Hipertansiyonlu yaşlı hastalarda baş dönmesi ve beraberinde baygınlık hissi varsa, postural hipotansiyon dediğimiz, kan basıncının pozisyon ile düşmesinden şüphe edilerek, araştırılmalıdır.

Kulak Çınlaması

Kulak çınlaması, Hipertansiyon hekimlerini ve kulak-burun-boğaz uzmanlarını en çok meşgul eden belirtilerin başında gelmektedir. Genel olarak Tinnitus olarak adlandırılan kulak çınlamasını yapan birçok neden mevcuttur. Uzun süreli Hipertansiyonu olan kişilerde kulak çınlaması fazla görülür. Ayrıca kan basıncındaki ani yükselmeler, kulak çınlamasına neden olabilir veya başlatabilir. Kulak çınlamasının en önemli nedenlerinden birisi, akustik travma dediğimiz yüksek düzeyde ve uzun süreli sese maruz kalmaktır. Bunun dışında daha birçok nedeni vardır. Hiçbir nedene bağlı olmadan da kulak çınlaması görülebilir.

Kulak çınlaması hastayı çok rahatsız eden bir belirtidir. Kan basıncının kontrol edilmesiyle düzeleceğini zannederler. Eğer kulak çınlaması kronikleşmişse kan basıncının kontrol altına alınmasıyla düzelmez, ama şiddeti azalabilir. Bu nedenle kulak çınlaması olan hastalarda kan basıncının kontrolünün büyük önemi mevcuttur.

Kulak çınlaması olan hastalar, KBB ve nörolojik yönden ayrıntılı kontrolden geçirilmeleri gerekmektedir. Bir neden saptanabilirse, tedavi edilmelidir.

Gece Sık İdrara Çıkma

Hipertansiyon hastalarında geceleri sık idrara çıkma şeklindeki belirti sık olarak gözlenmektedir. Bunun nedeni kısmen erkek hastalarda görülen prostat büyümesi de olabilir.

Hipertansiyonda görülen belli başlı belirtiler yukarıda sayılanlardır. Ancak oluşturduğu hasarlarla ilgili belirtiler vardır. Bu belirtiler çok fazladır, ilgili konularda anlatılması gerekmektedir.

Hipertansiyon Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hipertansiyon, yani yüksek tansiyon toplumda en yaygın görülen hastalıkların başında gelmektedir. Hipertansiyon vücutta yarattığı tahribatlar nedeniyle kişi sağlığında olumsuz etkiler yapma yanında, toplum sağlığında da büyük sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle hipertansiyonla mücadele etmek, her bakımdan önemlidir.

Bilindiği gibi damarların içinde kan dolaşmaktadır. Kanın görevi, oksijen, besin ve vücuda faydalı maddeleri hücrelere taşımak, hücrelerde oluşan karbondioksit ile atık maddeleri alarak taşıyıp uzaklaştırmaktır. Kanın vücutta sorunsuz bir şekilde dolaşabilmesi için, belli bir basınç gereklidir. Eğer bu basınç olmazsa kan hareket edemez, dolayısıyla yaşam da olmaz. Yani sıfır kan basıncı, bir süre sonra insanın vefat etmesi demektir. İşte kan basıncı derken bu durum kastedilir.

Hipertansiyonun çözümü yönünde yapılabilecek birçok tedavi vardır. Ama bunun yanında korunma amacıyla hem toplum olarak hem de kişisel olarak göz önünde tutulması gereken noktalar vardır. Bu sayede hipertansiyondan korunulabilir veya tahribat yapması önlenebilir.

Toplum olarak yapılması gereken en önemli işlerden birisi az tuzlu yemek yemeyi teşvik etmek gelmektedir. Sadece yemeğin tadına bakıp, ondan sonra tuz atın demek bile hipertansiyon açısından çok faydalıdır. Bunun yanında şişmanlıkla mücadele etmek, alkol alımını azaltmak ve toplum olarak düzenli egzersiz programlarını teşvik etmek de çok önemlidir.

Kişisel olarak hipertansiyonun çözümüne gelince: Eğer oturmuş, komplikasyon oluşturma potansiyeli olan bir hipertansiyon varsa, ilaç dışı tedbirler yanında ilaç tedavisi de uygulanarak hipertansiyon kontrol altına alınabilir ve tahribat yapması önlenebilir.

Burada Fransızların bir ata sözünü hatırlatmak istiyorum: “Geç bile geç değildir!” İşte hipertansiyonun çözümü bu ata sözüne çok uymaktadır. Yüksek tansiyonu hangi aşamada belirlerseniz, belirleyin, hasta tedaviden yarar görür. Yaptığı tahribatlar, yani komplikasyonlar gerileyebilir.

Tansiyon Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?

Tansiyon yüksekliği normal sınırlarda olan kan basıncının yükselmesini ifade eder. En bilinen belirtileri ise baş ağrısı, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, burun kanaması, gözün beyaz kısmındaki kanamalar, baş dönmesi, kulak çınlaması ve gece sık idrara çıkmadır.

Normal Tansiyon Kaç Olmalı?

Kan basıncı yüksekliğini tarif ederken normal değerlerin ne olduğunu bilmenin önemi büyüktür. Ölçülen değerlere göre sınıflandırma aşağıdaki gibidir.

  • En iyi tansiyon:  < 120/80 mmHg
  • Normal: <120-129/80-84 mmHg
  • Hipertansiyon öncesi: 120-139/81-89 mmHg
  • Hipertansiyon ≥ 140/90 mmHg
  • Evre 1 Hipertansiyon: 140-159/90-99 mmHg
  • Evre 2 Hipertansiyon: >160-179/100-109 mmHg
  • Evre 3 Hipertansiyon: ≥ 180/110

Yukarıdaki yazılmayan, ancak önemli olan bir kan basıncı tipi daha vardır. Bazı kişilerde büyük tansiyon yüksek, yani 140 mmHg’nın üstünde, küçük tansiyon ise düşük, yani 90 mmHg’nın altındadır. Bu tansiyon “izole sistolik yüksek tansiyon” olarak adlandırılır. Tüm yüksek tansiyonluların yaklaşık % 30’u bu gruba girmektedir. Yaşlı kişilerde daha çok görülür.

Cinsellik özellikle erkek hipertansiyon hastalarının en çok ilaç bırakma nedeni olduğu için, üzerinde fazlaca durulması gereken bir konudur. Cinsel yaşam konusunda çok fazla kavram kargaşası ve bilgi yanlışlığı mevcuttur. Cinsel yani seksüel yaşam, insanın yaşam kalitesini en çok etkileyen alanlardan birisidir. Seksüel yaşamdaki şikâyetler, daha çok erkeklerden gelmekte erkeklerdeki seksüel yaşam bozukluğunun önemli göstergelerinden birisi, erektil disfonksiyon (ED) dediğimiz penis sertleşmesinin ya hiç olmaması veya yetersiz düzeyde gerçekleşmesidir. Sertleşme problemine yol açabilen çok sayıda etken vardır. Eskiden bu problemin nedeninin daha çok psikolojik olduğu düşünülürdü. Son zamanlarda yapılan birçok araştırmada, psikolojik problemlerin yanında, uzun süren kronik hastalıkların da penis sertleşmesinde soruna yol açabilecekleri gösterilmiştir.... Devamı İçin tıklayınız

Düşük tansiyon, hastaların en çok üzerinde durdukları sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Bazı hastalarda düşük tansiyon tespit edilmesi panik ve endişe duygusunu tetikleyebilir. Düşük tansiyon, süresine ve şiddetine bağlı olarak, beyin kanlanmasında azalma ve bu duruma ilişkin belirtilerin görülmesine neden olabilir. Hastalığı olmayan, sağlıklı kişilerde de görülebilen düşük tansiyon tiplerinde ağır bir tablo ile karşılaşılması... Devamı İçin tıklayınız

Damar duvarında yağlar ve pıhtılaşma elemanları toplanarak plak dediğimiz balmumuna benzeyen maddelere yol açar...Devamı İçin tıklayınız

Hipertansiyon Askerlik çağına gelmiş kişilerde de sık görülür. Bu nedenle belli sınırlar dâhilinde olan, komplikasyon yapmamış hipertansiyon askerlik yapmaya engel değildir...Devamı İçin tıklayınız

Seksüel ilişki de nihayetinde bir aktivitedir. Hem fiziksel ve hem de ruhsal olarak fazlasıyla aktif olunan bir süreçtir. Her aktivitede kalp hızının ve kalbin atım gücünün artmasına bağlı ...Devamı İçin tıklayınız

Esansiyel primer hipertansiyon denildiği zaman nedeni belli olmayan yüksek tansiyon akla gelmelidir. Hastalarının önemli bir kısmı ...Devamı İçin tıklayınız

Kişilerde ölçülen tansiyon çok değişkendir. Kişinin vücudundan veya dışarıdan kaynaklanan faktörlere göre artıp azalabilir. Önemli olan bu değişimin, kişinin yaşamını tehdit...Devamı İçin tıklayınız

Yüksek Tansiyonun ortaya çıkmasını sağlayan faktörler, kişiyle ilgili olduğu gibi, çevreyle de ilişkilidir. Birçok kronik hastalığın görülmesinde kişiye ilişkin faktörlerin başında...Devamı İçin tıklayınız

Bilindiği gibi İçişleri Bakanlığı polislik alımı için bazı başvuru şartları belirlemiştir. Özellikle sağlık alanındaki koşulları günün şartlarına göre değiştirmekte...Devamı İçin tıklayınız

Halk arasında kalbin büyümesi olarak bilinen durum, kalp kasının kalınlaşması veya kalbin içinin genişlemesi ile oluşan durumdur. Kalp büyümesinin en önemli nedenlerinden birisi ...Devamı İçin tıklayınız

İçişleri bakanlığı polis alımında sağlık için bazı kriterler koymuştur ve bu kriterler günümüzün koşullarına göre güncellenmekte ve resmi gazetede yayınlanmaktadır. Bu kriterler A, B,C dilimi şartları olarak...Devamı İçin tıklayınız

Düzenli egzersiz yapmak, sadece yüksek tansiyon için değil, birçok sağlık sorunun çözümlenmesine yardımcı olan önemli bir uğraştır. Düzenli egzersiz, total ...Devamı İçin tıklayınız

Her ilaç gibi tansiyon ilaçlarının da yan etkisi vardır. Ancak bu yan etkiler çoğu zaman hastanın hayatını tehdit etmez, basit bazı tedbirlerle ...Devamı İçin tıklayınız

Tansiyon, yani kan basıncının ölçülmesi, tanının konulmasında ve takip edilmesinde çok önemlidir. Bunun için tansiyon aleti...Devamı İçin tıklayınız

Yüksek tansiyonun vücutta oluşturduğu hasarları önlemek için mutlaka tedavi etmek gerekmektedir. Aksi takdirde oluşturduğu sorunlar, hasta, hasta yakını ve toplum için yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Yapılan tüm çabalara karşın, yüksek tansiyonun tedavisine direnç gösteren fazla sayıda hasta mevcuttur. Hele hastanın kan basıncı tesadüfen yüksek bulunmuşsa, tedaviye razı etmek daha da güçleşmektedir. Hemen bir itiraz gelir. “Yahu benim hiçbir şikâyetim yok, nereden çıktı bu tansiyon? Bir de ilaç verecekler, düzenimi alt üst edecekler.”.Bu lafı en çok erkek hastalardan duyarız. Üstelik bu hastalar...Devamı İçin tıklayınız

Yüksek Tansiyon toplumda en yaygın görülen bir hastalıktır. Günümüzde hastane acillerine başvuran hastaların önemli bir kısmı yüksek tansiyon ve bununla ilgili tahribatlar nedeniyledir. Yapılan araştırmalarda bizim toplumda yaklaşık 15-20 milyon civarında yüksek tansiyon hastası bulunduğu belirlenmiştir. Yüksek tansiyonun görülme sıklığı yaş ile birlikte artmaktadır... Devamı İçin tıklayınız

Tıbbi ve cerrahi bozukluklar sebebiyle kendini gösterebilen düşük tansiyon, kişiyi rahatsız edebilecek önemli bir durum olabilir. Düşük tansiyon kişinin psikolojik durumu, kullandığı ilaçları, beslenme düzeni gibi faktörler etkileyebilir. Hamilelik durumlarında da tansiyon düşmesi ile sık sık karşılaşıyoruz. Eğer düşük tansiyon ağır kanamaya, bir hastalığa veya su kaybına bağlı değilse, hamileliğin seyri sırasında görülebilen, telaş edilmemesi gereken bir durumdur. Doğum yapılması sonrasında tansiyon normal değerlerine dönecektir... Devamı İçin tıklayınız

Her insanın tansiyonu herhangi bir anda düşebilir. Çoğu zaman da herhangi bir belirti göstermez. Ama bazen düşük tansiyon uzun sürebilir ve tedavi edilmezse hastada önemli tehlikeli sonuçlara... Devamı İçin tıklayınız

Hipertansiyon ve alkol ilişkişi birçok bilimsel çalışmada gösterilmiştir. Kan basıncındaki yükselme hemen alkol alındıktan sonra olmayabilir. Ertesi gün kendisini gösterir ve sizi hipertansiyonun kucağına atar. Alkol ile birlikte alınan yiyecekler, turşu, beyaz peynir, tuzlu kuru yemiş, patates kızartması, cips v.b mezelerin hipertansiyona önemli katkıda bulunduğu unutulmamalıdır. Hipertansiyon hastalarının alkolü bırakmaları veya çok azaltmaları sağlıkları için çok önemlidir...Devamı İçin tıklayınız

Bu soruya cevap vermeden önce bir hususu belirtmek istiyorum. Düşük tansiyonu ve nedenlerini araştırmak için, yüksek tansiyonda yapılan incelemeler kullanılmaktadır. Düşük tansiyonu tedavi etmek için öncelikle nedeninin saptanması gerekmektedir. Bir neden bulunduğu takdirde öncelikle tedavi edilmesi düşük tansiyon sorununu ortadan kaldırabilir. Düşük tansiyonda bazı risk faktörleri de mevcuttur. Tedavide bunların da göz önünde tutulması gerekmektedir. Risk faktörlerini kısaca sayalım: Yaş: 65 yaş sütü hastalarda ayakta durulursa veya yemekten sonra tansiyon düşebilir. Gençlerde ve çocuklarda ise düşük tansiyon bazı nörolojik mekanizmalarla oluşabilir. İlaçlar: Düşük tansiyon yapan ilaçlar, tedavide göz önünde bulundurularak... Devamı İçin tıklayınız

Hipertansiyon, aslında bir hastalık sayılmaktan ziyade, vücutta yaptığı tahribatlar nedeniyle önemlidir ve bu nedenle bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bilindiği gibi, kanın damarlarda rahat dolaşması için bir basınca gerek vardır. Bu basınç... Devamı İçin tıklayınız

Yüksek Tansiyon toplumda en yaygın görülen hastalıkların başında gelmektedir. Sinsi bir hastalık olarak kabul edilir ve çoğu zaman... Devamı İçin tıklayınız

Yüksek Tansiyon, yani yüksek tansiyon toplumda en yaygın görülen hastalıkların başında gelmektedir. Yüksek Tansiyon vücutta yarattığı tahribatlar nedeniyle kişi sağlığında olumsuz etkiler yapma... Devamı İçin tıklayınız

Yüzyıllardan beri üzerine öyküler yazılan, adaklar adanan, şarkılar yazılan, savaşlar yapılan, tuz, uzun yıllardan beri yaşamımızın vaz geçilmez maddelerinden birisi olmuştur. İlk çağlarda o kadar değerli bir madde idi ki, para birimi olarak bile kullanılmıştır. Eskiden, Roma askerlerinin ücreti tuza karşılık gelen... Devamı İçin tıklayınız

Cinsel yaşam, kişinin yaşam kalitesini fazlasıyla etkileyen alanlardan birisidir. Seksüel yaşamdaki şikâyetler, en çok erkeklerden gelmektedir. Ancak kadınlarda da bu problem sık olarak gözlenir. Kadınlar, sosyal yaşamdaki... Devamı İçin tıklayınız

Ani hipertansiyonu daha çok birdenbire yükselen kan basıncı olarak değerlendirmek lazımdır. Özellikle kişilik durumuna bağlı olarak stresli kişilerde kan basıncı aniden çok yükseklere çıkabilir. Bunun en önemli nedeni vücuttan adrenalin dediğimiz hormonun... Devamı İçin tıklayınız

Hipertansiyon toplumda en yaygın görülen ve sonuçları itibariyle kişi ve toplum sağlığını etkileyen en önemli hastalıkların başında gelir. yüksek tansiyonun şiddeti kişiden kişiye değişir. Yaptığı tahribatın... Devamı İçin tıklayınız

Kalp vücutta bir pompa görevi yapar ve bir emme-basma tulumbası gibi çalışarak kanı tüm vücuda dağıtır. Kalbin bir dakikada 60-80 defa attığını varsayarsak, 24 saatte yaklaşık... Devamı İçin tıklayınız

Kan basıncını oluşturan mekanizmalar çok karışıktır. Üzerinde çok sayıda araştırma yapılmakta, her gün yeni bilgiler eklenmektedir. Kan basıncını etkileyen faktörleri... Devamı İçin tıklayınız

Kan basıncını oluşturan mekanizmalar çok karışıktır. Üzerinde çok sayıda araştırma yapılmakta, her gün yeni bilgiler eklenmektedir. Kan basıncını etkileyen faktörleriTansiyon toplumda en yaygın görülen bir hastalıktır. Günümüzde hastane acillerine başvuran hastaların önemli bir kısmı yüksek tansiyon ve bununla ilgili tahribatlar nedeniyledir. Yapılan araştırmalarda bizim toplumda yaklaşık 15-20 milyon... Devamı İçin tıklayınız

Öncelikle bu soruya cevap verebilmek için, kanın vücut içerisinde ne görev yaptığını anlatmak gerekmektedir. Kanın görevi, akciğerlerle alınan oksijeni, gıdalarla aldığımız sindirilmiş besini ve vücudumuz için... Devamı İçin tıklayınız

Hipertansiyon nedenleri arasında en çok böbrek hastalıkları ve böbrek damarındaki daralmalar sayılır. Bunun yanında böbrek üstü bezlerinden, beyindeki hipofiz organından ve... Devamı İçin tıklayınız

Etiyolojisi (nedeni) belirlenen yüksek tansiyona sekonder veya ikincil yüksek tansiyon denilmektedir. Eğer düzeltilebilecek bir neden bulunursa hasta yüksek tansiyondan kurtulabilir veya daha az ilaçla... Devamı İçin tıklayınız

Günümüzde sağlık kayıtlarının tutulması çok önemlidir. Bu kayıtlar, hekimin hasta üzerindeki gözlemlerinden, koyduğu tanılardan oluşmakta, hasta takip ve ... Devamı İçin tıklayınız

Kulak çınlaması yüksek tansiyon hekimlerini ve kulak-burun-boğaz uzmanlarını en çok meşgul eden belirtilerin başında gelmektedir. Genel olarak Tinnitus olarak adlandırılan kulak çınlamasını yapan... Devamı İçin tıklayınız

Kalbi besleyen atardamarlara koroner damarlar adı verilir. Anlatılması kolay olsun diye bu yazıda da koroner arter hastalığı deyimini kullanacağız. Koroner damarlar, kalp kasını besleyen... Devamı İçin tıklayınız

Aslında her iki koldan da eşit ölçülür. Yarıya yakın kişi de her iki kol arasındaki ölçümde küçük bir fark olabilir. Bu nedenle başlangıçta her iki koldan da ölçüm alınması gerekir. Daha sonra... Devamı İçin tıklayınız

Kalp çarpıntısı, kalbin hızlı çarptığının hissedilmesidir. Hipertansiyon hastalarında sık görülen belirtilerden birisidir. En önemli nedeni hastanın tansiyondan dolayı... Devamı İçin tıklayınız

Tansiyon yükselmesinin bazı nedenleri vardır. Yapılan araştırmalar yüksek tansiyonlu hastaların yaklaşık % 5-8’nde bir neden bulunabileceğini göstermiştir. Şimdi kısaca bu nedenleri sayalım... Devamı İçin tıklayınız

Tansiyon eğer 90/60 mmHg’dan daha az ölçülürse buna düşük tansiyon denir. Sağlıklı kişilerde herhangi bir belirti olmaksızın düşük tansiyon görülmesi genellikle endişe edilmemesi gereken bir durumdur ve tedavi edilmesi gerekmez. Ancak düşük kan basıncı, özellikle yaşlılarda, kalbe, beyne ve diğer hayati organlara yetersiz kan akışına neden olabileceği için önemlidir ve altta yatan bir sorunun işareti olabilir... Devamı İçin tıklayınız

Kalbin ve kan damarlarının kanı fazla kuvvetle itmediğini ve kanın damarların duvarlarına çok fazla baskı uygulamadığı aralığı gösteren kan basıncı değerlerine normal tansiyon değerleri denir. Amerikan Kalp Birliği’nin yayınladığı son verilere göre 20 yaşın üzerindeki yetişkinler için normal tansiyon değerlerinin ... Devamı İçin tıklayınız

Kolesterol, vücudumuzun günlük işlerini görebilmesi için oldukça önemli olan yağlı, mumsu bir maddedir. Günlük olarak belli bir miktar kolesterol almak gereklidir. Kolesterol vücudumuzda... Devamı İçin tıklayınız

Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Ankara

Ankara Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) ve iç hastalıkları uzmanı olarak hizmet vermekte olan Doç.Dr. Şekip Altunkan muayenehanesinde çalışmaktadır.

 

Telefon: +90 (312) 468 68 50 - 51

Cinnah Caddesi, No: 9 /3,
Çankaya, Ankara