Cinnah Caddesi, No: 9 /3, Çankaya, Ankara +90 (312) 468 68 50 - 51

Yüksek Tansiyon ve Kalp Krizi İlişkisi Nedir?

Yüksek Tansiyon ve Kalp Krizi İlişkisi Nedir?

Kalbi besleyen atardamarlara koroner damarlar adı verilir. Anlatılması kolay olsun diye bu yazıda da koroner arter hastalığı deyimini kullanacağız. Koroner damarlar, kalp kasını besleyen en önemli damarlardandır. Bu damarların tıkanması sonucunda da kalp krizi dediğimiz, toplumda en sık ölüm ve sakat kalma nedeni olan hastalık tablosu gözlenir. Kuşkusuz kalp damarlarındaki tıkanmaya birçok faktör neden olabilmektedir. Normal tansiyonlu kişilerde de kalp infarktüsü sık olarak gözlenebilir. Ancak en önemli faktörlerden birisi yüksek tansiyondur.

Yüksek tansiyonla koroner damar hastalığı arasındaki ilişki çok karışıktır. Yüksek tansiyon, koroner damarlarda kireçlenmeye, yani damar sertliğine neden olması yanında, mevcut koroner damar hastalığının ilerlemesini de hızlandırabilir. Plakla tıkanmış koroner damarlar, kalp kasına kanın ulaşmasını engelleyerek, kasların hasar görmesine, sonuç olarak kalp krizi denilen tabloyla kalp yetmezliğine neden olabilir. Ayrıca kalp kası kalınlaşması olan hastalarda kalbe gelen kan yetmediği için, kalbin beslenme bozukluğuna bağlı iskemik olaylar daha fazla görülür.

Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?

Konumuz ile direkt ilgili olmadığı için, kısaca bahsedilecektir. En önemli belirti, göğsün ön-orta kısmında görülen ağrıdır. Bu ağrı boyun, çene ve kollara doğru yayılabilir. On beş dakikadan fazla sürüyorsa, kalp krizi olasılığı yüksek demektir.

En çok karıştığı hastalık, mide asidinin yemek borusuna doğru sızmasıyla gözlenen, reflü dediğimiz hastalığın ağrısıdır. Ancak şurası unutulmamalıdır; göğüs ortasında başlayan her ağrı, öncelikle kalp ağrısı olarak kabul edilerek, tıbbi yardım alınması gerekmektedir.

Çok yapılan bir yanlış vardır ve ben hekimlik hayatımda bunun birçok olumsuz örneklerini görmüş bulunmaktayım. Kalp krizi genellikle kabullenilmesi zor olan bir hastalık olduğu için, hasta ve yakınları hep mideye yorarlar. Bu durum ise geç kalınmasına ve istenilmeyen sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Kalp krizinden şüphe edildiği zaman ne yapılmalıdır?

Bugün ülkemizde çok iyi çalışan bir 112 sistemi vardır. Hemen hastayı sırt üstü yatırıp, ambulans çağırılması gerekmektedir. İlaç almak doğru değildir. Yalnız bir tablet aspirinin yavaş olarak çiğnenmesi zararlı değildir. Yine de yardım istenilen tıbbi görevlinin tavsiyelerine uymak, en doğrusudur. Eğer daha önce bir kalp hastalığınız varsa ve isordil gibi dilaltı ilaçları kullanıyorsanız, bu ilacı almanıza rağmen ağrınız geçmediyss ikinci defa almayınız ve ambulansı bekleyiniz.

Göğüs ağrısı olmayan kalp krizleri var mıdır?

Evet vardır. Tüm kalp krizlerinin % 15 ila 20 kadarında göğüs ağrısı gözlenmez veya çok hafif hissedilir. Bu hastalar arasında, ağrı eşiği yüksek olan hastalar, şeker hastaları ve bir kısım yüksek tansiyon hastaları sayılabilir.

Kalp damarlarının kısmı tıkanması sonucundaysa angina pektoris denilen kısa süreli göğüs ağrıları gözlenebilir. Genellikle beş dakikadan az sürerler. Eforla gelip, istirahat ile geçerler. Bu ağrılar koroner damar hastalığının en önemli belirtisidir. Araştırılması ve tedavi edilmesi gereken bir durumu gösterir. İstirahat halinde gelen göğüs ağrıları ise çok ciddi bir koroner yetersizliğine işaret edebilir. Acilen incelenmesi ve tedavisi gerekmektedir.

Aniden yükselen kan basıncı, aynı efor yapmış gibi angina pektorisi yani göğüs ağrısını tetikleyebilir. Tansiyon düşürüldükten sonra bu ağrı geçebilir

 

Yüksek Tansiyon Daha Fazla Sık Sorulan Sorular

Telefon: +90 (312) 468 68 50 - 51

Cinnah Caddesi, No: 9 /3,
Çankaya, Ankara